
YOĞURT DEĞİL, YENİ BİR SÜREÇ MAYALANIYOR
- Kerem Can Terzi
- 2 dakika önce
- 1 dakikada okunur
Fenerbahçe'nin Chobani markasıyla yaptığı sponsorluk anlaşması sadece futbolun değil, siyasetin ve kimliğin de sahasına giriyor. Bu olay, bir forma reklamından çok daha fazlasıdır. Bu, yeni bir "çözüm süreci"nin yumuşak versiyonudur. Hedef bellidir: Kimlikleri sulandırmak, sembolleri çarpıtmak, milleti yeniden kodlamaktır. Ve bu kez dağdan değil, stadyumdan başlıyorlar.
Hamdi Ulukaya'nın sahibi olduğu Chobani, ABD'de yoğurdu "Greek Yogurt" adıyla pazarlayarak yıllardır Türk kültürel mirasını sistematik biçimde silikleştiriyor. Türk kelimesini ağzına almaktan çekinen, "Türkiye bombalıyor" gibi açıklamalarla gündeme gelen bu isim şimdi Atatürk'ün imzasını taşıyan bir formanın tam ortasında.
Bu sadece bir ekonomik iş birliği midir? Hayır. Bu, çok daha organize bir anlatının parçasıdır. "Türk" kimliğini törpüleyen, "Türkiye'den ama Türk olmayan" yeni bir imajı uluslararası arenada meşrulaştıran bir stratejinin taşlarından biridir bu anlaşma. Ve Fenerbahçe bu stratejinin gönüllü oyuncusu mu, yoksa bilmeden aleti mi, işte asıl soru budur.
Hatırlayın, çözüm süreci denilen eski masal önce duygularla, sonra dizilerle, sonra barış türküsüyle geldi. Şimdi o sürecin yeni sahnesi belki de yoğurt kovasından mayalanıyor. Kültürel hegemonya artık tankla tüfekle değil, forma reklamlarıyla kuruluyor.
Fenerbahçe, milyonların gönlünde sadece bir kulüp değil, bir kimliktir. Atatürk imzası o formaya sadece mürekkep değil, idealdir. Ve şimdi o ideali çürüten bir marka, o formanın göğsünde yükseliyor.
Sormak zorundayız: Bu sürece gerçekten sponsor mu olunuyor, yoksa bir çözüm tiyatrosunun locasında mıyız?
Bu yazılan senaryo, formaya değil tarihe sızmıştır.
留言